Finansal İstikrar Raporu - Mayıs 2018, Sayı 26
Kapak ve Önsöz
İçindekiler
I. Genel Değerlendirme
Finansal İstikrar Raporu’nun son sayısından bu yana ekonomide dengelenme süreci devam etmektedir. Finansal kesim istikrarlı sermaye yapısı ve güçlü aktif kalitesiyle finansal istikrara katkı sağlamaktadır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası elindeki bütün politika araçlarını fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyici biçimde kullanmaya devam etmektedir.
II. Makroekonomik Görünüm
Küresel ticaret hacmindeki olumlu seyir, gelişmiş ülkelerde yatırım kaynaklı büyüme, Rusya ve Brezilya gibi emtia ihracatçısı bazı ülkelerdeki toparlanma, başta gelişmekte olan Asya ülkeleri olmak üzere GOÜ’lerden gelen destekle küresel iktisadi faaliyet 2011 yılından bu yana en güçlü büyüme oranına ulaşmıştır. Diğer taraftan, yurt içi iktisadi faaliyetin ana eğilimine yönelerek kademeli olarak potansiyel düzeyine yakınsayacağı öngörülmektedir. Turizmdeki toparlanma ve küresel büyümenin güçlenmesiyle birlikte mal ve hizmet ihracatının büyümeye güçlü desteğini sürdürmesi ve cari dengeyi olumlu etkilemesi beklenmektedir.
III. Finans Dışı Kesim
Hanehalkı finansal kaldıraç oranı (yükümlülük/varlık) yüzde 47 seviyesinde yatay seyretmektedir. 2017 yıl sonu itibarıyla yüzde 18 olan Türkiye hanehalkı borçluluğu, seçilmiş GOÜ’lerin yüzde 30 olan ortalamasının oldukça altında yer almaktadır. Diğer taraftan, 2016 yılına kadar uzun süredir artış eğiliminde olan firmaların toplam finansal borç kaldıracı, 2017 yılı başından itibaren yüzde 60 seviyesinde yatay seyretmektedir.
IV. Finansal Kesim
Kredi büyüme oranları tarihsel ortalamasına yakınsamıştır. TGA bakiyesi sınırlı bir artış sergilemiş, bankacılık sektörü güçlü aktif kalitesini korumaya devam etmiştir. Bankaların kısa ve uzun vadeli likidite pozisyonlarındaki güvenli seyir, dış borç vade kompozisyonunda yaşanan olumlu görünüm ve borç temin edilen ülke/banka sayısında yaşanan çeşitlilik, bankacılık sektörünün uluslararası piyasalarda yaşanabilecek olası oynaklıklara karşı direncini artırmaktadır. Yükselen libor faiz oranları nedeniyle toplam maliyetlerde görülen artışa rağmen bankaların dış borç yenileme oranları yüzde 100’ün üzerinde seyretmektedir. Bankacılık sektörünün kârlılık ve sermaye yeterliliğindeki olumlu görünüm devam etmektedir.