Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti (2024-25)
Sayı: 2024-25
3 Mayıs 2024
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti
Toplantı Tarihi: 25 Nisan 2024
Küresel Ekonomi
1. Küresel büyüme görünümü yılın ilk çeyreğinde sınırlı bir iyileşme gösterirken, işgücü piyasalarındaki sıkılık devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2024 yılında yüzde 2,1 ile 2023 yılındaki yüzde 1,8’in sınırlı oranda üzerinde büyüyeceği tahmin edilmekte ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğü değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse birinci çeyrek PMI verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Ayrıca ABD ekonomisi büyüme eğilimi diğer büyük ekonomilerden olumlu ayrışmıştır. Jeopolitik gelişmeler ve enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının sürdürülmesi 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.
2. Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri, küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılık dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez bankalarının da 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlamaları beklenmektedir. Ancak, enflasyonda gözlenen katılık, jeopolitik gelişmeler ve emtia fiyatlarına ilişkin risklerin artmasına bağlı olarak piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir. Diğer taraftan gelişmiş ekonomilerin büyüme, enflasyon görünümleri ve para politikalarına yönelik beklentiler farklılaşmaya başlamış, artan küresel belirsizlik ile birlikte risk iştahı ve GOÜ’lere yönelen portföy akımları, son dönemde dalgalı bir seyir izlemiştir.
Parasal ve Finansal Koşullar
3. Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Söz konusu adımlar, politika faizinin mevduat ve kredi faizlerine aktarımını güçlendirmiştir. Türk lirası mevduat faizleri, önceki PPK toplantısı haftasından bu yana 1071 baz puan artarak, 19 Nisan itibarıyla yüzde 60,34 seviyesine yükselmiştir. Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizlerindeki yükseliş de politika faiz oranlarındaki artışın ötesinde gerçekleşmiş, bu faizler sırasıyla 871 ve 554 baz puan artarak yüzde 68,29 ve yüzde 81,54 olarak gerçekleşmiştir Konut kredisi faizleri, 229 baz puan artış göstererek yüzde 44,94 seviyesine yükselirken taşıt kredisi faizleri son dönem kampanyaların etkisi ile 1933 baz puan azalarak 19 Nisan 2024 itibarıyla yüzde 23,76 olarak gerçekleşmiştir. Diğer taraftan 6 Nisan 2024 tarihinde kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami akdi faiz oranlarının yüzde 3,66’dan yüzde 4,25’e yükseltilmesiyle, kredi kartı harcamalarının da kredi büyümesinde dengelenme sürecine katkı vermeye başladığı görülmektedir. Bununla birlikte, etkileri yakından takip edilen ve yurt içi talepte dengelenme süreci açısından önem taşıyan bir unsur olarak, düşük tutarlı tasarruf mevduatları ile yüksek tutarlı mevduatlara önerilen faizler arasındaki farkın artarak devam ettiği gözlenmiştir.
4. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Uygulanan parasal ve miktarsal sıkılaştırıcı adımların etkisi ile bir önceki PPK döneminden bu yana belirgin şekilde yavaşlayan toplam kredi büyümesinin yurt içi talepteki dirençli seyri zayıflatması beklenmektedir. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması önceki PPK toplantısı haftasından bu yana azalarak, yüzde 4,12 seviyesinden yüzde 3,28 seviyesine gerilemiştir. Söz konusu oran, ihtiyaç kredilerinde yüzde 4,59’dan yüzde 2,49’a; bireysel kredi kartlarında ise yüzde 5,34’ten yüzde 5,01’e gerilemiştir. Taşıt kredilerindeki ortalama büyüme oranları negatif bölgede kalmaya devam etmiş ve önceki PPK toplantısı haftasından bu yana taşıt kredileri haftalık ortalama büyümesi yüzde -1,29 olarak gerçekleşmiştir. Türk lirası ticari kredilerde de yavaşlama devam etmiş, 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 3,34 seviyesinden yüzde 1,64 seviyesine gerilerken, kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerde bu oran yüzde 1,28 seviyesinden yüzde 2,89 seviyesine yükselmiştir.
5. TCMB, makro finansal istikrarı koruyacak şekilde makroihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam etmektedir. Bu kapsamda, 6 Nisan 2024 tarihinde yapılan duyuruda, menkul kıymet tesisine tabi döviz yükümlülükleri için uygulanan tesis oranı yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürülmüş ve kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisi sonlandırılmıştır. Bunun yanında, yükümlülük için menkul kıymet tesisi uygulamasının yakın zamanda sonlandırılacağı bilgisi paylaşılmıştır.
6. Diğer taraftan, 25 Nisan 2024 tarihli duyuru ile Türk lirası mevduat payının artırılması ve kur korumalı mevduattan Türk lirası mevduata geçişin desteklenerek parasal aktarım mekanizmasının güçlendirilmesi amacıyla, TL’ye geçiş ve ayrıca yenileme ile TL’ye geçiş hedeflerini sağlayan bankaların zorunlu karşılıklar üzerinden alacakları faizler politika faiz oranları ile ilişkilendirilerek kurala bağlanmıştır. Buna göre; TL mevduat için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz üst sınırının, politika faizinin yüzde 80’i olarak belirlenmesine karar verilmiş ve böylece söz konusu sınır yüzde 36 seviyesinden yüzde 40’a yükseltilmiştir. KKM için tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık tutarına yenileme ve TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan faiz oranı üst sınırı ise politika faiz oranının %60’ı olarak belirlenerek yüzde 25 düzeyinden yüzde 30’a çıkarılmıştır. Bu sayede TL mevduatların finansal kesime olan maliyeti azaltılarak, mevduat faizinin daha yüksek bir seviyede oluşması ve dolayısıyla ekonomik birimlerin hem TL tasarruflarının hem de TL varlıklara olan talebinin artması amaçlanmaktadır. Zorunlu karşılıklara uygulanacak söz konusu faizlerin kurala bağlanmasıyla birlikte politika faizine bağlı uyarlamaların kendiliğinden olması hedeflenmiştir.
7. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 2,44 milyar ABD doları artarak 19 Nisan 2024 itibarıyla 126,3 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Küresel risk iştahındaki zayıflamaya karşın, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) mart ayı PPK kararı sonrası benzer gelişmekte olan ülke CDS primlerinden belirgin derecede olumlu ayrışarak 24 Nisan 2024 itibarıyla 310 baz puan seviyesine gerilemiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 24 Nisan itibarıyla sırasıyla yüzde 9,6 seviyesine gerilerken 12 ay vadeli kur oynaklığı yatay bir seyir izleyerek yüzde 20,1 seviyesinde gerçeklemiştir. 2023 yılı haziran ayından itibaren 2,27 milyar ABD doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına ve 3,62 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 5,89 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.
Talep ve Üretim
8. Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Şubat ayında, perakende satış hacim endeksi, aylık bazda yükseliş eğilimini sürdürmüş, çeyreklik bazda da endeksin büyümesi hızlanmıştır. Ticaret satış hacim endeksi ise aylık bazda artarken çeyreklik büyümesi sınırlı olarak yavaşlamıştır. Şubat ayına ait sektörel ciro ve hizmet üretim endeksleri, hizmetler sektörü faaliyetinde çeyreklik bazda ılımlı bir artışa işaret etmiştir. Bir önceki çeyrekte gerileyen imalat sanayi firmalarının kayıtlı iç piyasa siparişleri, ücret güncellemelerinin gerçekleştiği yılın ilk çeyreğinde yeniden artış kaydetmiştir. Kartla yapılan harcamalar ise artışını ilk çeyrekte sürdürmüştür. Bu çerçevede, talebin mevcut seviyesi enflasyon üzerinde bir risk unsuru olarak görülmeye devam etmektedir. Nisan ayına ilişkin veri akışı bayram tatili kesintisiyle net bir görüntü alınmasını zorlaştırsa da, bu aya ilişkin yüksek frekanslı veriler ve saha gözlemleri yurt içi talepte dengelenmeye yönelik birtakım sinyaller içermektedir. Bu kapsamda, kartla yapılan harcamalar nisan ayının ilk yarısında reelleştirilmiş olarak aylık bazda düşüşe işaret etmektedir. Benzer şekilde, nisan ayına ilişkin firma görüşmeleri, tüketim harcamalarının, bir önceki çeyrekte öne çekilmiş olan talep ve uzun bayram tatilinin de etkisiyle ivme kaybetmekte olduğunu ima etmektedir. Bununla birlikte, takvim etkilerinin ilgili göstergelerde oluşturduğu belirsizlik göz önünde bulundurulmakta ve talep göstergeleri yüksek frekansta izlenmektedir.
9. Şubat ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,2, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 11,5 oranlarında güçlü artış kaydetmiştir. Sanayi üretiminde yıllık bazdaki yüksek artış, geçtiğimiz yılın şubat ayında gerçekleşen depremin neden olduğu baz etkilerinden de kaynaklanmaktadır. Aylık bazdaki yüksek artış, tipik olarak yüksek oynaklık sergileyen diğer ulaşım araçları imalatı tarafından sürüklenen sermaye malları üretiminde gerçekleşen yüzde 11,3 oranındaki yükselişten kaynaklanmıştır. Çeyreklik bazda sanayi üretimi şubat ayı itibarıyla yüzde 3,4 oranında artmıştır. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ise nisan ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak yüzde 77 seviyesinde gerçekleşerek çeyreklik bazda yatay bir seyir ima etmiştir.
10. Şubat ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam, çeyreklik bazda yüzde 1,4 oranında artarak 32,4 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, işgücüne katılım oranı çeyreklik bazda artmış, işsizlik oranı ise değişmeyerek yüzde 8,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Anket göstergeleri ise, imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde düşüşe işaret etmektedir.
11. Şubat ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığı aylık bazda 5,8 milyar ABD doları düşerek 31,8 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Söz konusu gerilemede, ihracattaki artış, altın dış ticaret açığındaki azalış ve enerji fiyatlarında yıllık bazda devam eden düşüş etkili olurken, altın ve enerji hariç dış ticaret açığındaki azalış sürmüştür. Bu dönemde, yıllıklandırılmış hizmetler dengesi fazlası, güçlü ve yıl geneline yayılmış olarak seyreden turizm gelirlerinin de desteğiyle, aylık bazda 0,2 milyar ABD doları artışla 52,2 milyar ABD doları olmuştur.
12. Geçici dış ticaret verileri, ilk çeyrekte mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatında yatay bir seyre işaret etmiştir. Altın ithalatı mart ayında tarihsel ortalamalarının üzerinde gerçekleşirken, yıllıklandırılmış olarak 23 milyar ABD doları civarında yatay seyrini sürdürmüştür. Mart ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, nisan ayı için yüksek frekanslı verilerle beraber değerlendirildiğinde üç aylık ortalama eğilim, ihracatta yatay bir seyir ile ithalatta artış ima etmektedir.
13. Cari açığın finansman tarafında ise, 2023 yılının kasım ayından bu yana yüzde 100’ün üzerinde seyreden bankacılık sektörünün yıllıklandırılmış uzun vadeli borç çevirme oranı, bu yılın şubat ayında yüzde 118 seviyesinde gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yüzde 93 civarında olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı finansman imkanlarının bir önceki aya benzer seyrettiği gözlenmektedir.
Enflasyon Gelişmeleri
14. Mart ayında, aylık manşet enflasyon ve enflasyonun ana eğilimi gerilemekle beraber Enflasyon Raporu tahmin patikasında öngörülenin üzerinde seyretmiştir. Tüketici fiyatları mart ayında yüzde 3,16 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 1,43 puan artışla yüzde 68,5 olmuştur. Bu dönemde temel mal, hizmet ve enerji gruplarının yıllık enflasyona olan katkısı yükselirken, gıda ile alkol-tütün-altın gruplarının katkısı yatay seyretmiştir.
15. Mart ayında hizmetler en yüksek fiyat artışı kaydeden grup olmuş, bu grupta aylık enflasyon yavaşlasa da ücret ve geriye doğru endeksleme eğiliminin yansımaları sürmüş, ulaştırma hizmetleri hariç genele yayılan fiyat artışları izlenmiştir. Temel mal aylık enflasyonu döviz kuru gelişmeleri ve dirençli seyreden iç talep koşullarının maliyet geçişlerini kolaylaştırmasının da etkisiyle bu dönemde güç kazanmıştır. Gıda grubunda kırmızı et öne çıkarken, bu kalemde süregelen fiyat artışları ikame beyaz et ürünlerine de yansımış ve girdi teşkil ettikleri işlenmiş et ürünleri fiyatlarını da yukarıya çekmiştir. Mart ayında işlenmiş gıda aylık enflasyonundaki yavaşlama ise dikkat çekmiştir. Gıda grubu, doğrudan etkilerinin yanı sıra yemek hizmetleri kanalıyla dolaylı olarak da manşet enflasyonunu olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Enerji grubu aylık enflasyonu ise akaryakıt fiyatlarındaki gelişmelere paralel olarak yavaşlama göstermiştir. Mart ayında bedelsiz doğal gaz kullanımının aylık tüketici enflasyonuna mekanik etkisi 0,02 puan ile oldukça sınırlı kalmıştır.
16. Mart ayında aylık enflasyonun ana eğilimi ise, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle B ve C endekslerinin aylık artış oranları sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 3,9 seviyelerinde gerçekleşerek önceki aya göre bir miktar zayıflasa da yüksek seyretmeye devam etmiştir. B ve C endekslerinde mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama artışlar ise, sırasıyla yüzde 4,8 ve yüzde 5,4 olarak ölçülmüştür. Mart ayında fiyat artışları, B endeksini oluşturan gruplardan temel malda önceki aya kıyasla güç kazanırken, hizmet ve özellikle işlenmiş gıdada zayıflamıştır. Bu dönemde, Medyan, SATRIM ve diğer ana eğilim göstergeleri gerilerken, yayılım endeksindeki düşüş daha sınırlı olmuştur.
17. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Ücret artışlarının maliyet yönlü etkisi gerek mal gerekse hizmet fiyatlarına daha hızlı yansırken, talep yönlü etki zamana yayılmakta ve nispeten daha fazla belirsizlik içermektedir.
18. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Yıllık enflasyon mart ayında, temel mal grubunda yüzde 56,5 olurken, hizmet sektöründe yüzde 96,5 ile 40 puan yukarıda gerçekleşmiştir. Ayrıca, hizmet sektörüne ait yayılım endeksi mart ayında tarihsel ortalamasının yaklaşık yüzde 32’si kadar üzerinde seyrederek, artışların bir miktar güç kaybetmekle beraber sektör geneline yayılmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu bakımdan, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri dikkate alındığında, belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır. Kira, eğitim ve haberleşme gibi hizmet sektörlerinin bu bağlamda öne çıkacağı değerlendirilmektedir.
19. Yıllık kira enflasyonu yüksek bir seviyede seyrini sürdürürken, Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler kira artış oranında şubat ayında başlayan yavaşlamanın nisan ayında devam edeceğini ima etmektedir. Öte yandan, konut fiyatları yıllık artışı şubat itibarıyla yüzde 58,3 seviyesine gerileyerek yıllık tüketici enflasyonunun altında kalırken, mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler bu kalemdeki aylık artışın da son aylarda önemli ölçüde yavaşladığına işaret etmiştir. Konut fiyatlarındaki bu durumun, ilerleyen dönemde kira enflasyonunu sınırlayacak bir unsur olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan regülasyonun yakın gelecekte yürürlükten kalkacak olmasının kira enflasyonuna etkisi de yakından takip edilecektir. Eğitim hizmetlerinde ise, özel okul ücretlerinde yüksek oranlı artışlar izlenmektedir. Ücret gelişmelerinden etkilenmenin yanı sıra geçmiş enflasyona endeksleme eğiliminin yüksek olduğu bu kalemin, fiyat açıklama tarihlerine bağlı olarak azalarak da olsa temmuz ayına kadar kademeli bir şekilde Tüketici Fiyat Endeksi’ne yansıyacağı dikkate alındığında, hizmet enflasyonunu yakın dönemde olumsuz yönde etkileme riski bulunmaktadır. Haberleşme hizmetleri de cep telefonu görüşme ve internet ücretleri öncülüğünde yüksek aylık artışlar göstermektedir. Tarihsel olarak ılımlı bir eğilim sergileyen haberleşme yıllık enflasyonunun, mart ayı itibarıyla yüzde 72’ye ulaşarak tüketici enflasyonunun da üzerinde gerçekleşmesi dikkat çekmektedir. Bunlara ilaveten, kırmızı et fiyatlarında süregelen yüksek artışlar nedeniyle yemek hizmetleri fiyatları üzerinde yukarı yönlü riskler canlılığını korumaktadır. Sigorta hizmetlerindeki gelişmeleri zorunlu trafik sigortası kalemi öncülüğünde ulaştırma sigortası sürüklerken, geçilen yeni sisteminden kaynaklanan ilgili fiyat artışlarının yavaşlamakta olduğu izlenmektedir.
20. Yurt içi üretici fiyatları mart ayında yüzde 3,29 oranında yükselirken, endekste yıllık enflasyon 4,18 puan artışla yüzde 51,5 olmuştur. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji grubunda daha sınırlı olmak üzere, mart ayında tüm gruplarda aylık bazda fiyatlar yükselmiştir. Yıllık enflasyon dayanıksız tüketim grubunda görece yatay, diğer gruplarda ise yukarı yönlü seyretmiştir.
21. 2023 yılı ekim ayından itibaren gerileyen küresel emtia fiyatlarında, ocak ayında başlayan artış eğilimi mart ayında bir miktar güç kazanarak sürmüştür. Mart ayında alt kırılım bazında küresel enerji fiyatları artış eğilimini korurken, son aylarda yataya yakın seyreden enerji dışı emtia fiyatları endüstriyel metal alt grubu öncülüğünde yükselmiştir. Nisan ayının ilk üç haftası itibarıyla da her iki gruptaki fiyat artışlarının daha belirgin hale geldiği izlenmektedir. Söz konusu dönemde enerji dışı emtiada, endüstriyel metal grubu fiyatları yükselişiyle öne çıkmaya devam etmiştir. Ayrıca, uluslararası altın fiyatları mart ayının ardından nisan ayında da güçlü bir şekilde yükselmiştir.
22. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi mart ayında tarihsel eğiliminde seyretmiştir. Mart ayında bir miktar gerileyen küresel navlun ücretleri, nisan ayında azalma eğilimini devam ettirmekle beraber görece yüksek seyrini sürdürmektedir. Şubat ayında belirgin bir değişiklik sergilemeyen tedarikçilerin teslimat süreleri ise mart ayında bir miktar iyileşmiştir. Taşımacılık maliyetlerinin izleyen aylardaki gelişimi ve enflasyon üzerindeki olası etkileri yakından takip edilecek bir unsurdur.
23. Orta vadeli enflasyon beklentilerinde gerileme devam ederken, 2024 ve 2025 yıl sonu enflasyon beklentileri Enflasyon Raporu öngörülerinin üzerinde ve yatay seyretmiştir. Nisan ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre; on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 36,7’den yüzde 35,2, yirmi dört ay sonrasına ilişkin beklenti ise yüzde 22,7’den yüzde 22,1 seviyesine gerilemiştir. Öte yandan, cari yıl ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri değişmeyerek sırasıyla yüzde 44,2 ve yüzde 26,3 olarak ölçülmüştür. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 12,8’den 0,52 puan aşağı yönlü güncellemeyle yüzde 12,3 olmuştur. Enflasyon beklentilerinin mevcut seyri, enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.
24. Öncü göstergeler, nisan ayında enflasyonun ana eğiliminde yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. Diğer taraftan, söz konusu yavaşlamaya rağmen, ana eğilim Enflasyon Raporu’nda öngörülen düzeyin bir miktar üzerinde seyretmektedir. Öncü verilere göre, nisan ayında mevsimsel etkilerden arındırılmış fiyat artışları temel mal grubunda önceki aya kıyasla düşüş göstermekte, hizmetlerde ise yavaşlamakla birlikte yüksek seyrini sürdürmektedir. Alt gruplar incelendiğinde, kur geçişkenliği yüksek ve hızlı olan dayanıklı mal grubunda fiyat artışlarının bu dönemde zayıflayarak da olsa devam ettiği görülmektedir. Hizmet grubunda da, önceki aylarda öne çıkan kalemlere ek olarak, bayram etkisiyle ulaştırma hizmetleri fiyatlarında da güçlü artış gözlenmiştir. Enerji grubunda ise, akaryakıt fiyatlarındaki artışın, tüketimindeki mevsimsel gerilemeyi takiben endekse yansıyan doğal gaz fiyatlarındaki düşüş ile dengeleneceği öngörülmektedir. Öncü veriler, gıda grubunda işlenmiş gıdadaki olumlu görünümün korunduğuna, ancak işlenmemiş gıdadaki yüksek fiyat artışlarının yavaşlayarak da olsa sürdüğüne işaret etmektedir. Nisan ayında, sebze öncülüğünde taze meyve ve sebze fiyatlarında görece ılımlı bir artış izlenirken, kırmızı et ve bu kalemin beraberinde sürüklediği beyaz et kaleminde güçlü artışlar sürmektedir. Alkol-tütün grubu fiyatları ise tütün ürünlerindeki gelişmelere bağlı olarak yükselmektedir. Böylelikle nisan ayı enflasyon görünümünde; emtia fiyat gelişmeleri ve döviz kurunun gecikmeli etkileri ile dirençli seyreden yurt içi talebin yanı sıra kırmızı et fiyatlarındaki gelişmelerin etkisi hissedilirken, geriye doğru endeksleme eğiliminin yansımalarının sürdüğü ve hizmet grubu fiyatlarındaki artışların genele yayılarak devam ettiği izlenmektedir.
Para Politikası
25. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir.
26. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.
27. Kurul; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri, söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.
28. Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
29. Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.
30. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.